medyauzmani.com
Ağlamayacaksın, kimin ağladığını göreceksin – Haber Ajans

Ağlamayacaksın, kimin ağladığını göreceksin

Çevremizde yaşayan tüm canlılar hayatlarına gülerek devam edebilmelidir.

Söz veriyoruz. “Benim hakkımda ne düşünürsen düşün, Tanrı sana benim hakkımda düşündüklerinin on katını verdi!”

Bu cümlenin altına imzasını atanlar, dünyanın güzelliklerini korumayı ve yaşatmayı içtenlikle isteyenlerdir.

İnsanlarla uğraşmak insanı küçültmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal hayat kavramlarından uzaklaştırır. Bencillik içinde yaşayanlar gelecekte yalnız kalabilirler.

Mevcut siyaset anlayışını takip ettiğimizde iktidar her konuda haklıdır ve eleştirmenler kendi deyimiyle “münhasır” bir anlayışla gündemi belirlemektedir.

Bu ülkede siyasi partilerin sayısının 100 civarında olduğunu gördüğümüzde pek çok farklı görüşün olduğunu kabul etmek gerekir.

Yurttaşlarımız mevcut hükümeti yirmi yıl görevlendirdi ve ülke yönetiminin cumhurbaşkanlığına sundu. İyi yöneteceği vaadiyle hükümeti kuranların, olumsuzluklara başkalarını suçlamak ve ağlayacak yerde ağlayanları görmeleri önemlidir.

Sağlık alanında ise son günlerde diyaliz hastalarının sorunları gündeme geldi. Daha önce de yazdığım gibi, Sağlık Bakanlığı henüz SMA’lı çocukları tedavi etmek için önemli adımlar atmış değil.

Devlet hastanelerinde diyaliz hastaları için ekipman yetersizliğinden özel hastanelere giden hastalara ödenmeyen ödenek nedeniyle özel hastanelerin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu öğrendim.

Devlet hasta başına 517 TL öderken, özel hastaneler artan maliyetlerden şikayet ediyor. Elektrik, su, sigorta, ulaşım ve ithal ürünlerin yüksek fiyatları nedeniyle diyaliz hastalarına hizmet vermenin zorlaşması nedeniyle %50 artış gerekiyor.

Bazı hastaneler hastalar için hizmeti iptal ederken, bazıları da fesihle karşı karşıya olduklarını söylüyor.

Son dönemde Türkiye’de kredi kartı kullanımında son aylarda patlama yaşandığına dair veriler açıklanmıştı. Kredi kartlarının en çok kullanıldığı ilçelerin başında; Konya, Şırnak ve Şanlıurfa illerinin geldiği kaydedilirken, burada ekonomik sıkıntıların nerede olduğunu anlamak mümkün oldu.

Devletin resmi kaynaklarından Türkiye’deki açlık ve yoksulluk sınırı hesaplamalarına baktığımızda, bakanlıktakiler bile bu rakamları söylerken milyonlarca insanın açlık sınırının altında yaşadığını açıkça görüyoruz.

Emeklilerin maaşları “açlık sınırının” iki katı olmasına ve asgari ücretin “açlık sınırının” altında yaşamasına rağmen ülkeyi yönetenler “sabır” derken, “tasarrufu” öğrenen bir vatandaş, araç sayısı kadar kazayı alt üst ediyor. resmi kurumlarda kiralanan “sabır” olamaz. ..

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın