"Enter"a basıp içeriğe geçin

imkansızı yapmak

Hayatta olmazsa olmazların başında mücadele ve olumsuzluklarla mücadele ederek olumlu hale getirme vardır.

Herkes iyi ve mutlu bir hayat yaşamak için çabalarken; “Yapamaz” dediğimiz veya gerçekleşmesi zor olan olaylardan korkmak mantıklı olmamalı.

Anadolu’nun bereketli topraklarında bitkiler taş üzerinde bile yetişebilirken, son yıllarda bu topraklarda yetişmesi muhtemel ürünleri yetiştiremedik ve yetiştiremedik.

Daha önce zeytin yetiştiriciliğinin ve üretiminin Marmara bölgesinde olabileceğine inanılıyordu. Yıllar sonra Marmara bölgesinden Osmaniye’ye getirilen “Gemlik zeytini” fidanları dikildi ve ürünleri satın alınmaya başlandı. Yanılmıyorsam Osmaniye ve çevresindeki zeytin fidanlarının sayısı Marmara bölgesindekilerin sayısıyla rekabet ediyor.

Üretim çok iyi ve yöre halkımız zeytinden, zeytinyağından ve türevlerinden iyi para kazanıyor.

Gül üretimi denilince akla “Sparta” ve yöresi gelir. Yine Osmaniye’de kurulan seralarda yetiştirilen güller, ekonomik gelir elde etmek için Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor.

Muz yetiştiriciliği denilince aklımıza “Mersin Anamur” yöresindeki ekimi gelmektedir. Bu günlere geldiğimizde Osmaniye’de muz ekim alanı kurulmuş ve büyümeye başlamıştır.

Çalışırken, üretirken ve ekonomik olarak yerimizi aldığımızda dışa bağımlılıktan kurtulacağımızı unutmamalıyız.

Çukurova, beyaz altın dediğimiz pamuk tarlalarının bir uçtan uca görüntüsünü verdi. Pamuk birkaç dönüm arazide bile yetiştirildiğinde, bu ürün kış boyunca pamuktan kazandığı parayla yaşayacaktı. Binlerce dönüm arazisi olan “pamuk toprak sahipleri” de vardı. Çukurova topraklarında filmlere bile konu olan “pamuk meleği” günümüzde mevcut olmadığı için bir mercek yardımıyla pamuk yetiştirilen alanları aradık.

Jokoberlik’in üreticiden aldığı pamuğun bir değeri vardı. Bugün Çukobirlik yoktur, kapatılmıştır. Bir Sümerbank vardı, yoksullarımız kıyafetlerini buradan daha ucuza yerel ürünlerden alırdı, bugün Sümerbank’ta yok.

Şeker fabrikalarımız vardı, üreticiler ürünlerini bu fabrikalara veriyor ve paralarını değerlerinden alıyordu. Günümüzde şeker fabrikaları özelleştirildi, birçok yeni sahibi fabrikaları kapattı ve fabrika eldeki ürünleri nerede ve nasıl satacağı konusunda endişelendi.

Sika kağıt fabrikamız vardı, özelleştirildi ve yeni sahibi fabrikayı kapatınca yurt dışından dövizle kağıt ürünleri almak zorunda kaldık.

Türküler söyleyerek yürüdüğümüz yollarımız oldu, hizmet adına “karayolları” yapıldı, hemşerilerimiz en sağlıklı yolların sevincini yaşadı ve ücretsiz şerit olgusu oluşmaya başladı. Topraklarımızda yollardan, köprülerden geçerken para ödediğimiz bir noktaya geldik.

Vatandaşlardan alınan vergilerden yapıldığını bildiğimiz hizmetleri kullanırken insanlar ikinci kez ödemeyi anlamadı.

Hayır, hayır deme, olur! Gözümüzün içine bakarak bizi öldürüyorlar! …

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir